SULTAN SELİM CAMİİ (SELİMİYE CAMİİ) 1558- 1567
Sultan Selim Camii, klasik Osmanlı Mimarisi’nin Konya’daki en güzel örneklerinden biridir. Yapı, Mevlânâ Dergâhının güney batısında, bir manzume içinde yer almakta idi. Ancak bu manzumeden günümüze yalnız Cami ve caminin güney batı köşesinde yer alan, XVIII. yy’da inşa edilen Yusuf Ağa Kütüphanesi ulaşabilmiştir. Caminin kuzeyinde yakın tarihlere kadar mevcut olan medrese, imaret, şadırvan ile güneyindeki hamamdan bu gün hiçbir iz kalmamıştır. Kanatları Yapının üzerinde inşa kitabesi bulunmadığından, yapılışı ile ilgili bilgiler tarihi belgelerden elde edilmektedir. Bu bilgilere göre cami; Kanunni Sultan Süleyman zamanında, onun Konya valisi olan oğlu Şehzade II. Selim (Sarı Selim) tarafından yaptırılmaya başlanmış (1558-1566), Kanuni’nin ölümünden sonra Sultan II. Selim’in saltanatı sırasında 1567 de tamamlanmıştır. Sultan Süleyman döneminde inşasına başlanan ve II. Selim döneminde tamamlanan bu camiye, bazı kaynaklarda ‘’Süleymaniye Camii’’ adı da verilmektedir. Yapı her ne kadar Mimar Sinan’a atfediliyorsa da mimarı kesin olarak bilinmemektedir. Cami, klasik dönem Osmanlı camileri arasında merkezi kubbesi tek yönden yarım kubbe ile genişletilmiş gruba dahil edilmektedir.
Plan itibaryle İstanbul’daki eski Fatih Camii ve Konya’daki Şerafettin Camii’ne benzemektedir.
Kesme taştan yapılan caminin kuzeyinde, altı adet mukarnas başlıklı mermer sütuna oturan yedi kubbeli yüksekçe bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Cümle kapısı önüne rastlayan kubbe, diğerlerinden farklı olarak yarım kubbe biçiminde yapılmıştır. Caminin kuzey, doğu ve batısında olmak üzere toplam üç giriş kapısı vardır. Bu kapılar kündekârî tekniğinde olup, kuzey girişteki ahşap kapı kanatları üzerinde şu sözler yazılıdır:
‘’Mü’min mescidde sudaki balığa benzer; münafık ise mescidde kafesteki kuşa benzer’’
Son cemaat yerinin doğusunda ve batısında kare kaideli, tek şerefeli iki minare mevcuttur.
Merkezî mekânlı yapının yüksek ana kubbesi dört fil ayağa oturtulmuş ve güneyde yarım, doğu ve batıda üçer küçük kubbe ile genişletilmiştir. Fil ayaklar geniş kemerlerle birbirine bağlanmıştır. İç kısımda akustiği sağlamak amacıyla kubbelerin içlerine boş küpler yerleştirilmiştir. Harimin kuzeyinde mihrab’a parelel mahfil ve batıdaki fil ayağa bitişik, mermerden yapılmış sade bir müezzin mahfili göze çarpmaktadır.
Mihrap gök mermerden yapılmış olup, rûmî ve gülbeyaz ve mukarnaslı kuşaklarla süslenmiştir. Minber de mermerden olup, yan aynalıklar kıvrımdal ve geometrik motiflerl bezenmiştir. Orijinal olan ahşap pencere kapaklarında da yine geometrik kompozisyonlar hakimdir.
Cami son yıllarda bir kaç kez onarım geçirmiştir. İçindeki kalem işi süslemeler de bu onarımlar sırasında yenilenmiştir.
YUSUF AĞA KÜTÜPHANESİ
Yusuf Ağa Kütüphanesi, Selimiye Camii’nin batı duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Kitabesinden ve vakfiyesinden anlaşıldığına göre, III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan’ın Kethüdası Yusuf Ağa tarafıdan 1795 ylında yaptırılmıştır. Kütüphanenin asıl giriş kapısı Selimiye Camii’nin iç kısmında güney batıdadır. Ancak bugün giriş dışarıya alınmış olup, batı cephedeki pencerelerden biri kapı haline getirilmiştir. Kesme taştan, kare planlı olarak yapılan kütüphanenin üzeri kubbeyle örtülüdür. Kubbenin dört köşesinde kubbecikler mevcuttur.
Ömer GENÇ
10.12.2007